Tuesday, July 9, 2013

KAHVE SOHBETİ

Didim, Türkiye, 1998



Doksansekizin Haziran ayında Didim'deki Apollo tapınağının hemen önünde sabah altı sularında karşılaştık. Başında takkesi işlettiği pansiyonu önünde konuştu benimle. Bir de siyah beyaz fotoğrafını çektim. Sonradan karanlık odama dönüp filmi banyo ettiğimde fotoğraf donuk ve mesafeli çıktı.

O gün Apollo tapınağını fotoğrafladıktan sonra Didim kumsalına indim. En son yirmibir yıl önce gördügüm bu yöreyi hatırlamak istedim. Dönüş yolunda tekrar ziyaret ettim kendisini. Beklemiyordu, memnun oldu. Oturduk sohbet ettik, bir kahve üzerine.

Kendisi Balkan göçmeniydi. "Sen de bizdensin" dedi. Doğruydu. Çoğumuz Rumeli'den büyük savaş sonunda dönmeye zorlananların çocukları veya torunlarıydık.

Sonra, genç yaşlarında Didim'den Söke'ye yürüyerek nasıl gittiğini anlattı. O zor ve yokluk yıllarında, eski zamanlarda deniz olan Söke ovasının batak ve sivrisinek dolu şartlarında çetin bir yaşam geçirmiş olduğu aşikardı. Yanında oğlu da vardı sohbetimizde. Ziyaretimden memnundu, gözlerinin içi gülüyordu.

Kahve sohbeti ilerledikçe "iktidarı ele geçireceğiz" dedi. Dini eğilimleri ve programı olan bir partiden söz ediyordu. Bu konuda çok inançlıydı. Onbeş yıl önce Didim'de bir kahve falı bakar gibi ülkenin geleceğini mi okumuştu?


© Nihat İyriboz
California, 7/13